Ukray / Aydin | Sifa Rehberi | E-Book | sack.de
E-Book

E-Book, Turkish, 250 Seiten

Ukray / Aydin Sifa Rehberi

"Kuantum Iyilesme Kitabi"

E-Book, Turkish, 250 Seiten

ISBN: 978-605-225-963-4
Verlag: eKitap Projesi
Format: EPUB
Kopierschutz: Kein



Pisagor, sifa sanatinin en kutsal sanat oldugunu söylemistir. Sifa en kutsal sanatsa, o halde bedenle oldugu kadar ruhla da ilgilenmelidir; çünkü hiçbir varlik, en önemli parçasi hasta oldugu sürece saglikli olamaz.
               Tyana’li Apolionius
Bu önemli çalismada, Kuantum Iyilesme, deyince sunu anliyoruz, kuantum fizigi esaslarina ve Modern bilime göre iyilesme tibbi kurallari ile alternative Tip, yani Sifacilik ögretisini birlestiren bu kitap, çesitli hasta vaklarini ve Hastaliklara iliskin vücuttaki ruhsal süredurumlara kuantum mekaniginin modelleriyle yaklasim saglayarak, grafiksel detayli anlatimini kullanarak, okura saglikli ve net bir yeni çagin sifaci bilgisini kadim ögretileri kuantum mekanigiyle harmanlayarak aktarmaktadir. Buna göre, bu çalismanin amaci, zihin-beden-ruh bütünlügünü saglamaya deniyor ve mutlu olmanin tek sartinin, çalisma boyunca, bu üçünün birliginden geçtigine inaniliyor. Buradaki "iyilesme"den kasit ise, Zihin-Beden-Ruh koordinasyonu kastedilmistir, yani tüm bir zihinsel bedensel ve ruhsal çakra alanlarinin tam bir sifasi konu edilmistir..
Hastaliklara karsi bagisiklik sisteminin etkileri muhakkak ki, çagimizda artik yadsinamaz bir gerçektir. Fakat ne var ki, buradaki esas amaç, hastaliklari iyilestirmekten ziyade, hasta olmamanin yollarini aramaktir bu esere göre. (Daha da dogrusu "saglikli ol"ma ve “saglikli kal”ma halini ve sürekliligini yakalamak ve bu sürekliligi hayat boyu saglamanin yöntemi arastiriliyor ve analiz ediliyor..)
Buradaki "hastalik" terimi, tibbi referanstan çok; yokluk, yalnizlik, issizlik, basarisizlik, mutsuzluk, kendini boslukta hissetme ve degersizlik gibi duygulara refere edilmektedir. Buna göre, Insan sadece tibbi hasta olmaz, fakir bir insan da hastadir, yalniz bir insan da! Kanser nasil bir hastaliksa; cimrilik, kabalik, güvensizlik, korku, endise ve nefret de o oranda hastaliktir..
Saglikli bir insan tanimini söyle yapiyoruz hep genellikle: Kazancinda ve kahkahasinda bolluk-bereket içinde, bagimsiz, güçlü, iliskilerinde mutlu, sevgiyi her daim yasayan ve etrafindakilerle paylasan, güven içinde, saglikli ve güzel kalabilmek...
Iste, bu kitabin da yegane yazilma hedefi ve amaci da bunu sürekli olarak okura kazandiracak bilginin anahtarini vermektir. Yani, bir anlamda yillardir kisisel gelisim alaninda, sikça yapilan yanlis uygulamalar sonucunda, benzer çalismalarin yaptigi balik vermeyi ögretmek yerine, okura baligi nasil tutacagini ögretmeyi hedeflemektedir..
Ukray / Aydin Sifa Rehberi jetzt bestellen!

Weitere Infos & Material


Kuantum Kurami Hakkinda Kisa Bilgiler: Maddenin mikro boyutlarina dogru..!
  A. “Dalga Fonksiyonu”   Schrodinger dalga denklemi ve dalga denkleminin potansiyel fonksiyonunun 3-boyutlu çizimi: Schrodinger Dalga denkleminin çözümü bize iki tür dalga verir: E= Sabit olan duran dalgalar ve E= Sinüs egrisi seklindeki hareket eden dalgalar, buna göre tüm maddi partiküller bu iki dalga denklemi çözümüne gore hareket edecektir.   Maddenin aslinda yogunlasmis enerjiden olusan atom alti parçaciklardan kurulu oldugunu Einstein’den beri biliyoruz. Ünlü E=mc2 formülü bize, madde ve enerjinin (birbiri ile devamli ve birbirine dönüsebilen anlaminda) “esdeger” oldugunu göstermisti. Bu devrimsel esitligin ortaya çikmasi ile neredeyse es zamanli olarak yapilan deneylerin ise isigin bazen dalga, bazen de parçacik gibi davrandigini göstermesi, o güne kadar varolan önkabullerin yikilmasi anlamina geliyordu. Madde, enerjinin akil almaz biçimde yogunlasmis bir haliydi aslinda; zira Einstein’in o ünlü formülün anlami kisaca, maddenin, gram olarak kütlesinin saniyede 300 bin kilometrelik isik hizinin karesi ile çarpilmasina denk bir enerjiye sahip oldugudur. Bu, yüzyillardir maddenin dogasina dair kazanilmis en önemli bilimsel içgörülerden de birisidir ayni zamanda.  Peki herkesin hemen her yerde duydugu bu kuantum dalga denklemi neyi ifade etmketedir felsefi olarak? Gelin simdi onu kisaca açiklayalim ilk önce:  ÖNCELIKLE BU DENKLEM SUNU IFADE EDER: MADDE(m)= DALGA (?) DALGA(?)=ENERJI FORMU (U veya E) ENERJI FORMU (E)= DALGA FORMU = YINE MADDE’YE DÖNÜSÜM YAPILABIR..   Yani bu denklem bize sunu ifade etti ki: Evrendeki her sey aslinda özde enerjiden ibaret ve enerji de Dalga paketlerinden ibarettir, yani Kuantumlanmistir, ve bu kuantumlanan dalga yani enerji paketleri evrende maddenin bir yerden digerine isik veya isi formunda aktarilabilecegini ve buda bize sunu gösterir ki; ruhsal boyuta geçildiginde madde tamamen bu dalga paketlerine dönüsür ve görünen veya görünmeyen isik formunda çevremizde var olur, oysa biz çogu zaman bu enerjinin görünmeyen kuantumlu boyutunun farkinda olmayiz ki, atomalti ölçege indigimizde kuantum mekanigi bize sunu söyler:  ASLINDA HER SEY TITRESIM YAPAN (Isik hizinda (c) veya daha hizli (v>c) ) KUANTUM DALGALARINDAN OLUSAN BIR ENERJIDEN (E) IBARETTIR.  Iste simdi anladik ki, kuantum mekaniginin geçtigimiz yüzyilin basindaki bu bulusu, bizim kadim ögretilerdeki sifaci enerji aktarimi ilkesinin önemine götürecektir ki, kitabimizin ilerleyen sayfalarinda bu gerçegi daha iyi anlayacagiz..  Atomalti kuantum düzeyinde “kuantum tünelleme etkisi”nin bir resmi: Amonyak (Ammonnia) molekülünün tünel etkisi sonucu ters dönmesi.   Bu sasirtici özelligin farkedilmesinin hemen ardindan, isik üzerinde yapilan deneylerin ilginç sonuçlari fizik alemini yeni tartismalara sürüklüyordu. Özetle; isik, daha dogrusu isigi olusturan ve “foton” adi verilen isik parçaciklari, bazi durumlarda bir parçacik gibi davranirken, baska bazi deney sartlarinda adeta bir dalga gibi davraniyordu. Özellikle fizikte isitilan cisimlerin yaydigi fotonlari inceleyen bilim adamlari, yaptiklari hesaplarin anlamsiz sonuçlariyla bogusuyor; “morötesi felaket” denen bir hesap anlamsizligi üzerine kafa yoruyorlardi. Bu tuhafligi ortadan kaldiran ilk fikir Max Planck’tan geldi. Plank, isigin, veya isigi olusturan fotonlarin belli bir “en küçük dalga paketleri” halinde yayilmasi gerektigini düsünerek, içinden çikilmaz görünen denklemleri mantikli ve deneylerle uyumlu bir çözüme ulastirmayi basardi. O zamana kadar isik fotonlarinin her degerde enerji tasiyabilecegi düsünülürken, Planck, olasi en küçük enerji paketçigi kavramini ortaya atarak buna (latince “miktar” anlaminda) “quanta” adini verdi. Iste bu fikir, kuantum fiziginin dogusunu baslatan bilimsel kesif oldu (fizikteki meshur “Planck sabiti” de iste bu fotonlarin enerjisini hesaplamakta kullanilan formüllerin bir parçasi olarak ortaya çikti). Bu fikir aslinda herhangi bir deneysel sonuca dogrudan dayanmayan, sadece “eger öyle olsa nasil olurdu?” varsayimiyla Planck’in zihninde beliren parlak bir fikirdi. Fakat bu parlak fikir hem denklemleri anlamlandirdi; hem de o güne kadar kimsenin düsünmedigi yepyeni bir fikrin, kuantum kuraminin kapisini açti.   Dalga (Wave) ve Partikül (Particle) çarpisma sonrasi olusan kuantum diyagrami.   Tüm bunlara ragmen, esas sorun hala orta yerde duruyordu: Isik nasil olup da bazen dalga bazen de parçacik gibi davranabilirdi? Deneyler ilerledikçe daha garip sonuçlar ortaya çikmaya basladi: Isigin dalga benzeri davranis göstedigi deneylerde, foton parçaciklari tek tek tesbit edilmeye çalisildiginda isik aniden davranis degistiriyor ve sanki “gözlendigini anliyormusçasina” parçacik davranisina geri dönüyordu! Daha sonraki çalismalar bu ikiligin sadece fotonlar için degil, elektronlar, atom çekirdeginin proton ve nötron gibi yapitaslari ile birlikte, yeterince küçük kütleli tüm parçaciklar (hatta 60 karbonlu “kocaman” fulleren molekülü için bile) için geçerli oldugunu gösterdi. Bu deneysel sonuçlari anlamli bir çerçevede birlestiren kisi ise Fransiz fizikçi Louis de Broglie oldu. De Broglie, her kütleye eslik eden bir dalganin varolmasi gerektigini göstererek, maddeye eslik eden bu dalga özelliginin kütle azaldikça belirgin etkiler gösterebildigini ortaya koydu. Bu gün, maddesel bütün nesnelere eslik eden bu dalga özelligine “De Broglie Dalgasi” adini veriyoruz. Artik sadece madde-enerji eslenikligini degil, maddenin ayni zamanda bir çesit “dalga” oldugu fikrini de sindirmemiz gerekiyordu! Bu garip “ikili davranis”, Heisenberg’in belirsizlik ilkesi ile birlikte ilginç bir durum kazandi. Heisenberg, herhangi bir anda, bir parçacigin hem hizinin (momentum) hem de konumunun ayni anda belirlenemeyecegini ortaya koydu ve bunu formüllestirdi. Buna göre, bir parçacigin hizini belirlemeye çalistiginizda konumu; aksi durumunda da hizi, belli bir miktar (en az Planck sabiti kadar) belirsizlesiyordu. Ilk önceleri, Einstein dahi bu fikirden hoslanmamis ve bunun ölçüm araçlarinin yetersizliginden kaynaklandigini söylemisti. Belirlenemez bir evren fikrinin, evreni “belirlemeye” çalisan bilimcilere ters gelmesi pek de beklenmeyen bir sonuç degil. Fakat ilerleyen çalismalar ve bunlarin sonuçlarinin degerlendirilmesi, belirsizlik ilkesinin, ölçüm araçlarinin yetersizliginden degil, bizzatihi, evrenin yapi taslarinin özelliklerinden kaynaklandigi ortaya çikti. Artik “gözlemci” gözlenenden ayri olarak kabul edilemeyecekti. Çünkü, gözlemcinin yaptigi seçim (yani neyi gözlemlemek veya ölçmek istedigi) artik dogrudan gözlemin sonuçlarini belirliyordu. Yani artik, gözlenen ve gözlemci, ayni bütünün parçalari olduklari ve parçalara bölünerek (indirgenerek) daha fazla bas edilemeyecek olan bir bütüncül (holistik) anlayisa dogru firlatiliyorlardi. Zira artik biliyoruz ki, bir seyi asgari düzeyde etkilemeden gözlemenin bir yolu yoktur. En azindan, “görebilmek” için ona bir “foton” göndermelisiniz ki bu küçücük gözüken etki, küçücük atomalti parçaciklar için oldukça büyük bir etkidir.  Kuantum kuraminda, her mikroskobik parçacik, bir dalga fonksiyonu (Schrödinger dalga denklemi) ile tanimlanir. Bu denklem kisaca, parçacigin bulunabilecegi durumlara ait tüm olasiliklarin bir kümesini içerir ve parçacigin o an ve haldeki “kuantum durumunu” verir. Kuantum durumu, olasi bütün durumlarin üst üste bulundugu ve gerçek dünyada tanik olmadigimiz özel bir haldir aslinda. Normalde, makroskobik sistemleri olusturan tüm bilesenler (parçaciklar) kendilerine has ve sürekli degisen farkli dalgasal olasiliklara sahiptirler. Bunu bir benzetmeyle açiklamaya çalisalim: Örnegin bir elektronun bulundugu konumu belirlemek istiyoruz. Elektron, dalga fonksiyonunun etkisini belirgin biçimde hissettirebilecegi kadar küçük kütleli bir parçacik oldugu için, elektronun bildigimiz anlamdaki “yeri” yerine belli bir mekanda bulunma olasiligi ancak saptanabilir. Elektronun bulunma ihtimalinin güçlü oldugu yerlerde dalga fonksiyonu kuvvetli bir ihtimal verirken, bulunma olasiliginin zayif oldugu yerlerde ise ihtimaller daha düsük olarak hesaplanir. Aslinda bu sonuç, herhangi bir nesnenin dalga fonksiyonunun...


Ihre Fragen, Wünsche oder Anmerkungen
Vorname*
Nachname*
Ihre E-Mail-Adresse*
Kundennr.
Ihre Nachricht*
Lediglich mit * gekennzeichnete Felder sind Pflichtfelder.
Wenn Sie die im Kontaktformular eingegebenen Daten durch Klick auf den nachfolgenden Button übersenden, erklären Sie sich damit einverstanden, dass wir Ihr Angaben für die Beantwortung Ihrer Anfrage verwenden. Selbstverständlich werden Ihre Daten vertraulich behandelt und nicht an Dritte weitergegeben. Sie können der Verwendung Ihrer Daten jederzeit widersprechen. Das Datenhandling bei Sack Fachmedien erklären wir Ihnen in unserer Datenschutzerklärung.